1 Mart 2018 Perşembe

572. gün

Hey gidi günler, hey gidi hayat, hey gidi kader...
Dilekçemizi oluşturduk, ilettik ve birkaç gün sonra epikriz raporunu bize maille ilettiler. Aslında sanırım ve maalesef böyle talepler hekim ile hasta yakını arasındaki ilişkiye bir nebze darbe vuruyor, yine de keşke yapmasaydım diyemeyeceğim. Bize gönderilen epikriz raporunu Eren okullarındaki bu konuyla en ilgili hocalarına gösterdi. Hocaları kendilerinin Madison Wisconsin adlı bir tekniği uyguladıklarını söyledi. Bu teknik ile lenfomayı atlatmanın mümkün olduğunu ancak lenfomanın nüks oranının yüksek olduğunu söyledi. Madison Wisconsin tekniği sağlık merkezlerince damar yolu ile uygulanan, haftada bir uygulama gerektiren bir kemoterapi protokolüydü. Ben de bunun üzerine önce Samsun’daki bazı özel klinikleri arayarak bu tekniği uygulayıp uygulamadıklarını sordum. Hiçbirinden olumlu yanıt almadım, bu tip hastalıkları fakülteye yönlendirdiklerini söylediler, daha çirkini tedavi etmediklerini söyleyenler de oldu. O zamanlar tedavi için çabalamak bencillik mi olacak tedirginliğini de duydum bunu seçen kişilerin de olduğunu göz önünde bulundurunca. Şimdi ise düşüncem tamamen farklı.

Fakülteyi arayıp doktorumuzla bu yöntemi konuştum ve bize ilk etapta bahsettikleri i.v. tedavinin bu olup olmadığını sordum, meğer buymuş. Doktor bey diğer hekim arkadaşının sözleri için olumsuz bir yorum yapmaktan imtina etti, bana hekim ve hasta sahibinin tercihidir, dedi. Araştırmaların o teknikle ortalama 320 gün survival time kaydettiğini ama bizim yolumuzla 600 küsür gün olduğunu söyledi. Atlatma meselesini sorduğumda ise çalışmaların kendi araştırdığı kadarıyla bunun üzerine değil yaşam süresi üzerine olduğunu söyledi.

Epey derin epey uzun düşündüm. Facebookta hayvan sayfalarından arkadaş olduğum A. isimli hanımefendiye gönderdim, o da veteriner hekim arkadaşının fikrini bana iletti, araştırdım uğraştım. Damar yolu ile uygulanan teknik için yol ve klinik stresini düşündüm, her şeyi gözden geçirince oral yolla uygulanan protokolde karar kıldım. O haftasonu Samsun’a 1 günlüğüne gidecektim, evimizdeki küçük misafirin sahiplendirilmesi için. Miniğime talip çıkmıştı. İlacı da Samsun’da alırım diye düşündüm. Açıkçası zor bulunabilir bir ilaç olduğunu düşünmemiştim, internette fiyatı 2 lira yazıyordu. Burada 2 eczane var, asıl alışverişlerimizi yaptığımız ve sohbet ettiğimiz eczanenin çalışanı hanımefendinin dedikoduyu çok sevdiği çok sayıda kişi tarafından kulağıma geldiğinden, çok da sıradan olmayan bu ilacı oradan almak istemedim. Yaşadığımız bu durumu Akkuş’ta hiçkimse ile paylaşmadım, beklenmedik bir durum olmadıkça paylaşmayı da düşünmüyorum.

Samsun’a haftasonu gittim haliyle, nöbetçi eczanelerin de hiçbiri ellerinde o ilacın bulunmadığını söyledi, hatta bazıları bulamazsınız diye ekledi. Pazartesi günü depodan istemeyi önerdiler, bense pazartesi dönüyor olacaktım. Ne olur ne olmaz, belki de diğer ilacı da başka yerlerde bulamam diyerek Prednol’ü ilk girdiğim eczaneden aldım. Bu arada miniği 20’li yaşlarını aşmış 2 kız kardeş sahiplenmiş, aile evinde yaşadıklarını babalarının da bir kedilerinin olmasını çok istediğini söylemişlerdi ama, sahiplendikleri günün akşamı arayıp annelerinin çok katı bir şekilde reddettiğini ve ailede gerginliğin oluştuğunu söylediler. Uzatmaya lüzum yoktu, en azından hala şehirden ayrılmamışken gidip geri aldım ve onlardan sonra talip olan diğer kişilere ulaştım. Cevap alınca da ertesi gün Ünye’de miniğimi onlara teslim (ve Allah’tan emanet) etmek üzere sözleştik. Minik ile şansımız yaver gitmiş gibiydi. Neden sonra, onu verirken kızlara verdiğimden çok, çok daha fazla duygulandım ve ağladım.

Ünye’ye gelince Ünye-Niksar Caddesi üzerindeki eczanelerin hepsini sırayla gezerken, bir eczane fiyatı çok yüksek olduğundan eczanelerin tarih geçme riskini göze alıp raflarında bekleteceklerini sanmıyorum bu şekilde bulamazsınız dedi. Ben de internette uygun bir fiyata rastladığımı söyleyince önünde duran ekrandan öyle imiş, dedi. 2014’te 4 TL imiş, 2015’te 2 TL imiş, 2016’da 164 liraya çıkmış ve öyle devam ediyor. Ne artış ama, değil mi? Hiç sorun değil, 10 katı da olsa bebeğim için gerekiyorsa alırım ama, 2 liraya da satılabilen bir ilaca böylesi bir yeni fiyat belirlenmesi neye yorulabilir? Açıkçası ilk etapta bunun devletimizden kaynaklı olduğunu düşünmüş ve kızmıştım. Sonra ise internette ilaç üzerind araştırmalar yaparken, bir seferinde ilacın adını yazmamla birlikte google “price increase 2016” şeklinde tamamladı. Anladım ki firma kaynaklı. Yine de bence büyük zalimlik.

Ünye’deki eczanelerin tümü depodan isteyelim diyince, Akkuş’ta da sohbetimizin olmadığı eczaneden depodan getirilerek alırım Ünye’de ne beklemekle ne de tekrar Ünye’ye gelmekle uğraşmam diye düşündüm. Hemen o gün Akkuş’a gelir gelmez eczaneye gittim, siparişi verildi yarın gelir dendi. Ertesi gün öğle arasında uğrayıp aldım.

İlaçlar elimde tamam olunca, zamanlaması için hesaplar yaptım. Ayşe’nin düğününde, benim sınavımda hep şehir dışında olmam gerekeceğinden o günlerin dışında kalacak günleri gözleyip, en nihayetinde en uygun tarihin 28 Şubat olduğuna karar verdim.
Yani dün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder