2 gün önce aşağıya Kobe'ye yemek indirmişim, saat 7'ye geliyor, geçiyor belki. Yemeğini yemiş, kucağıma gelmiş. Birbirimizi sevip hasret gidermekteyiz. Merdivenden gelen sesler, tık, tık, tık, tık... Son basamağa geldiğinde pisi pisi diye rastgele seslenip, sonra beni gören Vildan Hanım. Ömer Amca'nın gelini. Spagetti ile kemik getirmiş, oradaki boş kaba boşaltırken, "Ayyy duydunuz mu diğer kedinin başına gelenleri" diyen, geveze hali.
İçime düşüveren ateş...
Ah ipek tüylü güzel kız. Ah nerede olsa başının çaresine bakar dediğim cennet parçası. Ah onca can acısında, onca bıkkınlığında bana bir kere tırnağını çıkarmayan bebek. Seni de unutmayacağım.
Şimdi fotoğraflara bir baktım da, sen de bana tam Fıstıkımın geldiği zamanlarda gelmişsin. Kasımın başı... Bir akşam, Gümüş ve yavrularına yemek indirdiğimde bas bas bağırarak apartmanın kapısının önüne geliverdin. Başta Kobe sandım seni, ama sanki cüssen ona göre biraz küçüktü. Dudağının üzerindeki beyazlığı, süt falan içmiş de onun bulaşığı sandım. Sonra biraz dikkatli bakıp sevince sitemizin yeni bir üyesi olduğunu anladım.
Karnın şişti, Hakan iç parazittendir dedi, seni polar mavi atkıya sarıp, kucağımda veterinere götürdüm. Hiç huysuzlanmadın, kucağımda başını koluma yaslayıp, etrafı izleyerek gidip gelmene çok şaşırdım. Veterinerin sana muamelelerinden, parazit hapını içirişinden hiç memnun kalmadın, veteriner sana elini uzatınca başını geri çekip, muayene masasından bana yönelip kızgın gibi miyavlayarak sanki bana beni götür dedin. Kucağıma aldığımda öyle mayıştın ki, iç parazit hapı alerji yaptı ve bir şeyler oluyor sanıp gözlerim karardı. Bir kedinin daha benimle hayatını kaybetmesine dayanamayacağım dedim, sen de ben yokken gittin...
O karakter sahibi tavırlarını, o üzerime tırmanışlarını, uyurkenki hareketlerini, bana yaşattığın mantar macerasını, o beyaz kıyafetimi yoğurup emişlerini... 2 gün ortadan kaybolup geldiğindeki çekingenliğini... ama en çok da o ürkek bakıp miyavlayışlarını unutmayacağım Tahin. Seni hep o naif miyavlayış şeklinle hatırlayacağım.
Mutlu bir hayat sürdüğüne inanıyorum, inanmak istiyorum. Olabildiğine özgürdün ve temel ihtiyaçların hep en güzel hallerde karşılandı. Bir can arkadaşın vardı... Ama sen bir ev kedisi olmalıydın, şimdiki en büyük ve tek pişmanlığım da bu yüzden.
Sen bu kısa hayatı hak etmeyen bir kediydin. Umarım şu an mutlusundur. Allahım seni en güzel yerlerde ağırlasın. Bundan sonra burada seni de anacağım.
İçime düşüveren ateş...
Ah ipek tüylü güzel kız. Ah nerede olsa başının çaresine bakar dediğim cennet parçası. Ah onca can acısında, onca bıkkınlığında bana bir kere tırnağını çıkarmayan bebek. Seni de unutmayacağım.
Şimdi fotoğraflara bir baktım da, sen de bana tam Fıstıkımın geldiği zamanlarda gelmişsin. Kasımın başı... Bir akşam, Gümüş ve yavrularına yemek indirdiğimde bas bas bağırarak apartmanın kapısının önüne geliverdin. Başta Kobe sandım seni, ama sanki cüssen ona göre biraz küçüktü. Dudağının üzerindeki beyazlığı, süt falan içmiş de onun bulaşığı sandım. Sonra biraz dikkatli bakıp sevince sitemizin yeni bir üyesi olduğunu anladım.
Karnın şişti, Hakan iç parazittendir dedi, seni polar mavi atkıya sarıp, kucağımda veterinere götürdüm. Hiç huysuzlanmadın, kucağımda başını koluma yaslayıp, etrafı izleyerek gidip gelmene çok şaşırdım. Veterinerin sana muamelelerinden, parazit hapını içirişinden hiç memnun kalmadın, veteriner sana elini uzatınca başını geri çekip, muayene masasından bana yönelip kızgın gibi miyavlayarak sanki bana beni götür dedin. Kucağıma aldığımda öyle mayıştın ki, iç parazit hapı alerji yaptı ve bir şeyler oluyor sanıp gözlerim karardı. Bir kedinin daha benimle hayatını kaybetmesine dayanamayacağım dedim, sen de ben yokken gittin...
O karakter sahibi tavırlarını, o üzerime tırmanışlarını, uyurkenki hareketlerini, bana yaşattığın mantar macerasını, o beyaz kıyafetimi yoğurup emişlerini... 2 gün ortadan kaybolup geldiğindeki çekingenliğini... ama en çok da o ürkek bakıp miyavlayışlarını unutmayacağım Tahin. Seni hep o naif miyavlayış şeklinle hatırlayacağım.
Mutlu bir hayat sürdüğüne inanıyorum, inanmak istiyorum. Olabildiğine özgürdün ve temel ihtiyaçların hep en güzel hallerde karşılandı. Bir can arkadaşın vardı... Ama sen bir ev kedisi olmalıydın, şimdiki en büyük ve tek pişmanlığım da bu yüzden.
Sen bu kısa hayatı hak etmeyen bir kediydin. Umarım şu an mutlusundur. Allahım seni en güzel yerlerde ağırlasın. Bundan sonra burada seni de anacağım.