31 Ocak 2018 Çarşamba

543. gün

Buraya yazdığım gün akşama doğru, veteriner fakültesinden patolojiden çıkan sonucu bildirmek üzere sonunda aradılar. Yaptığımız konuşma tüm hislerimi muallakta bıraktı, ne sevinebildim ne sevinemedim, ne umutlanabildim ne umutlanamadım. Aldıkları örnekte lenfomada görülen b lenfosit yoğunlaşmasını gördüklerini ama yine bunun teşhisinde kullandıkları boyama yöntemlerini kullandıklarında boyanmadığını yani bunu doğrulayamadıkladını söyledi. Net bir sonuca varabilmek için, en az 2 lenf nodundan daha örnek alacaklarını, tam kan sayımı yapılacağını söylediler. Böceğimin genel durumu da çok şükür ki iyi olduğu için, ve biz de farklı bir şehirde olduğumuz için, müsait olduğunuz bir zaman getirebilirsiniz dendi. Biz de bir terslik olmazsa yarın değil ertesi gün, yani cuma günü gideceğiz. Benim cumartesi günü Ankara’da Tıpdil sınavım var, bir terslik olmazsa oradan geçerim diye düşündüm.

O günden beri neşem öyle yerine geldi ki. Pozitif düşünüyor ve dua ediyorum, Allah’ım minik böceğimizi Şeker’e ve bana bağışlasın. Onu çok seviyoruz... gerçekten.

Bugün burayı açmamın sebebi aslında başkaydı. Buraya sanırım hiç yazmadım, ama aslında evimizde şu an 3 kedi var. Bir de misafir kedimiz var, geldiğinde hasta idi, iyileştikten sonra belki ailemize katılır diye düşündüm ve kızlarla bir araya gelmeleri için şansımı denedim, ama başarılı olamadım. Onun olduğu ortamlarda bazen Şeker ile Böcek birbirlerine hırlamaya başladı, misafir kedi (Adı şimdilik Cozur. Bu ismi ona hastalık zamanlarındaki cozurdatmalarından ötürü koydum, anlamanın çok zor olmadığı gibi probleminin tezahürü gastrointestinal sistemde idi) çok cesur çıktı ve hiçbir şekilde kızlardan korkmayıp, üstüne kör gözüne parmak dercesine kızların üzerine oyun sanarak atladı durdu, derken kaynaşma sağlanamadı. Sonra baktım ki ev sahibi kızlarımın psikolojileri etkileniyor, aynı ortama getirmeyi birbirlerine göstermeyi tümüyle bıraktım, pes ettim. En sonunda geçtiğimiz hafta bir ilan açtım Cozur için ama, kaydadeğer bir talip de olmadı.

Uzun zaman banyoda ikamet etti kendisi, orada aslında kızlardan daha izole oluyordu. Ama zamanla mutlu olamadığını fark edip, iyileştiğinden de emin olduğumda, Böcekimi de ilk ağırladığımız odaya aldım. Resmen bakışları değişti, psikolojisi fark etti, daha akıllı bir kedi oldu. Maaşallah. Yine de ne yalan söyleyeyim, onun bir can taşıdığının elbet farkındaydım ama, onun canının kıymetinin farkında olmadığımı, ilk kez tırnağını keserken fark ettim.

Tırnağını kestirmemek için çok direndi, ama yavru da bir kedi olduğu için, tırnakları çok ince ve çok sivri oluyordu. Hareketleri her zaman bilinçli olmadığından, birkaç kere yüzümün çizilme tehlikesi sebebiyle,, tırnaklarını kesmekte kararlıydım. Baktım ki bir şeylerle kundaklayarak da üstesinden gelinmiyor, onu kullanmadığım kalın bir kadife pantolonun içine soktum ve geride kalan arka patilerinin tırnaklarını kesmeye çalıştım. Öyle kızdı öyle rahatsız oldu ki, pantolomun üzerinden geçirdiği dişleri elimin içinde iz bıraktı. En sonunda tüm tırnakları kesişim tamamlandığında, onu bıraktığımda hemen pantolonun içinden çıktı ve bez dolabın önünde, sırtı bana dönük, çok derin çok sık nefesler alıp verdi. Yani bu bi inat bi rahatsızlık değildi, canına kastettiğimi düşünmüştü ve canı onun için çok kıymetliydi.

Fıstık için bunu ilk kez bir rüyasından korkarak uyandığında fark etmiştim, bu küçük misafir kedi içinse bu farkındalığım o an oluştu. Bakış açımı etkiledi gerçekten.

Anlatmak istedim...

İşte böyle.
Allah’ım yüzümüze baksın.
Sanki bugünlerde Böcek’imin şişliği çok az küçülmüş gibi geliyor, inşallah yanılmıyorumdur ve inşallah bu dert bize hiç uğramadan bizi hiç hırpalamadan yel alıp gider.
İnşallah...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder